Speaker:
00:00:00
Hadi gidelim!
Speaker:
00:00:01
Dünya her zamankinden daha hızlı değişiyor.
Speaker:
00:00:05
The world is changing faster than ever.
Speaker:
00:00:13
Şimdi dünyayı değiştirmenin mümkün olmayacağına dair varsayımları yeniden düşünmenin tam zamanı.
Speaker:
00:00:20
Now is a good time to rethink assumptions about the inability to change the world.
Speaker:
00:00:32
Dünyayı eleştirmeden önce kendi yatağımı yaparım.
Speaker:
00:00:36
Before criticizing the world, I make my own bed.
Speaker:
00:00:46
Dünyanın coşkuya ihtiyacı var.
Speaker:
00:00:49
The world needs enthusiasm.
Speaker:
00:00:56
Herhangi bir şeyi seven herkes harikadır.
Speaker:
00:01:00
Anybody that loves anything is cool.
Speaker:
00:01:07
İyimserler başarılı olma eğilimindeyken, kötümserler haklı olma eğilimindedir.
Speaker:
00:01:13
Optimists tend to be successful and pessimists tend to be right.
Speaker:
00:01:25
İnsanlar daha az sorun yaşadıkça daha fazla tatmin olmuyoruz, yeni sorunlar aramaya başlıyoruz.
Speaker:
00:01:32
As people experience fewer problems, we don't become more satisfied, we begin searching for new problems.
Speaker:
00:01:45
Herkes gibi benim de pek çok kusurum var, belki birkaç tane daha hariç.
Speaker:
00:01:51
I have many flaws, like anybody, except perhaps a few more.
Speaker:
00:02:03
Zor şeyleri yapmak isteyen diğer insanlarla zor şeyleri yapmayı seviyorum.
Speaker:
00:02:08
I love doing difficult things with other people who want to do difficult things.
Speaker:
00:02:20
Hayatta pişmanlıklarımızı seçmeliyiz.
Speaker:
00:02:23
In life we must choose our regrets.
Speaker:
00:02:31
Her şeye sahip olabilirsiniz ama her şeye sahip olamazsınız.
Speaker:
00:02:36
You can have anything but you can't have everything.
Speaker:
00:02:44
İstediklerine odaklanan insanlar nadiren istediklerini elde ederler.
Speaker:
00:02:49
People who focus on what they want rarely get what they want.
Speaker:
00:03:00
Sunabilecekleri şeye odaklanan insanlar istediklerini elde ederler.
Speaker:
00:03:05
People who focus on what they have to offer get what they want.
Speaker:
00:03:16
Güzel seçimler yaparsan güzelsin.
Speaker:
00:03:19
If you make beautiful choices, you are beautiful.
Speaker:
00:03:28
Yazana kadar ne düşündüğünüzü gerçekten bilemezsiniz.
Speaker:
00:03:33
You don't truly know what you think until you write it down.
Speaker:
00:03:43
Yalnızca ölçülen şey optimize edilebilir.
Speaker:
00:03:47
Only that which is measured can be optimized.
Speaker:
00:03:56
Bir ölçü sonuç haline geldiğinde iyi bir ölçü olmaktan çıkar.
Speaker:
00:04:01
When a measure becomes an outcome it ceases to be a good measure.
Speaker:
00:04:12
Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız hangi yolu seçtiğinizin bir önemi yoktur.
Speaker:
00:04:17
If you don't know where you're going, it doesn't matter which path you take.
Speaker:
00:04:29
Tutarlılık başarılı olacağınızı garanti etmez. Ancak tutarsızlık başarılı olmayacağınızı garanti edecektir.
Speaker:
00:04:36
Consistency doesn't guarantee you will be successful. But inconsistency will guarantee that you won't be successful.
Speaker:
00:04:51
Bazen cevaplara olan talep arzı aşıyor.
Speaker:
00:04:54
Sometimes the demand for answers outstrips the supply.
Speaker:
00:05:05
Bazen olaylar kimsenin istemesine gerek kalmadan gerçekleşir.
Speaker:
00:05:10
Sometimes things happen without anyone involved wanting it to.
Speaker:
00:05:21
Bir arkadaşınız sizi istemediği halde, katılmak istediğinizi düşündüğü için sizi bir düğüne davet ediyor.
Speaker:
00:05:29
A friend invites you to a wedding, despite not wanting you there, because he thinks you want to attend.
Speaker:
00:05:42
İstemeden de olsa düğüne katılıyorsun çünkü onun seni orada istediğini düşünüyorsun.
Speaker:
00:05:47
You attend the wedding, despite not wanting to, because you think he wants you there.
Speaker:
00:05:59
Herkesin kendisi hakkında inanması gereken bir cümle. Yeterliyim.
Speaker:
00:06:05
One sentence that everyone should believe about themselves. I'm enough.
Speaker:
00:06:16
Yaşlanmayı ve ölmeyi seviyorum.
Speaker:
00:06:19
I love aging and dying.